(RHA AJANS/RHA-Özel Haber) – Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde yaşanan kuraklıktan dolayı Atatürk Baraj Gölü'nün suları çekilmeye başladı. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Şanlıurfa’nın kurak bir yıl geçirebileceğini ifade etti.
( Ömer DODANLI/Ahmet CAN-Özel Haber)
Şanlıurfa- Siverek karayolunda bulunan Kocak Köprüsü, yaklaşık 30 sene önce GAP projesi kapsamında Fırat Nehrinde su tutulması sonucu sular altında kalmıştı.
SULAR ÇEKİLİNCE KÖPRÜ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Siverek'te de yaşanan kuraklıktan dolayı suların çekilmesiyle birlikte yaklaşık 30 yıldır sular altında kalan 300 metre uzunluğundaki Kocak Köprüsü gün yüzüne çıktı.
ŞANLIURFA İÇİN TEHLİKE ÇANLARI MI ÇALIYOR?
Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Şanlıurfa’da kuraklık endişesi yaşanıyor. Geçene yıla göre, Şanlıurfa kış mevsimine girse de beklenen yağış gelmedi ve kent hala bahardan kalma günler yaşıyor. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Şanlıurfa’nın kurak bir yıl geçirebileceğini ifade etti.
“KÜRESEL ISINMAYA BAĞLI OLARAK VEYA TARIM ARAZİLERİNDEKİ BETONLAŞMADAN DOLAYI BÜYÜK MİKTARDA SULARDA AZALMALAR VE YAĞIŞLARDA AZALMALAR MEYDANA GELİYOR”
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, tarım arazilerindeki betonlaşma ve küresel ısınmaya bağlı olarak yağışlarda azalma olduğunu ifade ederek, “Dünyada gerek küresel ısınma, gerekse aşırı su kullanımından dolayı su miktarı artan nüfusa bağlı olarak azalmaktadır Bu azalış aynı zamanda yağmurları, sıcaklığı ve tüm doğa olaylarını etkilemektedir. Doğayı ısıttığımız müddetçe doğadaki su kaybolacaktır. Betonun arttığı yerlerde sıcaklık toprağa göre, 8 derece daha artacaktır. Bu alanlarda su miktarının gittikçe azalacaktır. Türkiye'nin su rezervi 122 milyar metre küptür. Bu miktar gerek yer altı, gerek yağışlar, gerekse tatlı su kaynakları karşılamaktadır. Son zamanlarda küresel ısınmaya bağlı olarak veya tarım arazilerindeki betonlaşmadan dolayı büyük miktarda sularda azalmalar ve yağışlarda azalmalar meydana geliyor” dedi.
“BİRÇOK İLDE AZALAN YAĞIŞ DOĞANIN DENGESİNİ BOZARKEN, BU YIL YAĞIŞ ALMAYAN İLLER ARASINDA ŞANLIURFA'DA YER ALIYOR”
Ali Rıza Öztürkmen, bu yıl yağış almayan iller arasında Şanlıurfa’nın da olduğunu belirterek, “Ülke genelinde kış aylarında yağışın düşmemesi kuraklık tehlikesinin de gittikçe büyümesine neden oluyor. Birçok ilde azalan yağış doğanın dengesini bozarken, bu yıl yağış almayan iller arasında Şanlıurfa'da yer alıyor. Tarımın başkenti olarak nitelendirilen Şanlıurfa'da yağışların olmaması en çok çiftçiler için tehlike oluşturuyor. Kuraklık nedeniyle Atatürk barajından Harran ve Suruç ovasına su verildi. Suruç ve Harran Ovasında arazilerde sulu tarım yapılmaya başlanırken, kuru tarım arazilerinde yağmurun yağmaması sonucu büyük bir zarar ile karşılanacağı bekleniyor. İlimizde uzun yıllar yağış ortalaması 464 mm iken, 2018 yılı yağış miktarı 875 milimetreyken, 2019 yılında bu rakam 645 milimetreye düşmüştür. Ekim ayından bugüne kadar ise 102,3 mm yağış almıştır” diye konuştu.
“SU–TOPRAK GİBİ DEĞERLİ KAYNAKLARIMIZIN KIYMETİNİ BİLMEMİZ GEREKTİĞİNİ UNUTMAMALIYIZ”
Öztürkmen, toprak ve suyun kıymetinin bilinmesi gereken iki değer olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“Bu yıla baktığımız zaman kurak bir yıl geçireceğimiz görülüyor. Yani geçen yılın yarısı kadar bir yağış düşmüş, kuru tarım arazilerinde problem yaşanabileceği açıktır. Ülkemizde olduğu gibi İlimizin de için de bulunduğu GAP Bölgesinde yaşanan bu kuraklık baraj göletlerinde seviye düşüşüne neden olmaktadır. Hatta yeraltı sularında da aşırı azalmaya neden olacaktır. Önümüzdeki günlerde yağış azlığı devam ederse ülkece büyük kuraklık yaşayacağımız açıktır. Ancak bu yıl gibi bundan sonrada her yılın kuraklıkla geçebileceği düşünülerek, suyu ve tarım arazilerini iyi kullanmamız gerektiğini ve su–toprak gibi değerli kaynaklarımızın kıymetini bilmemiz gerektiğini unutmamalıyız.”