Başkan Tüysüz’den ‘Öğretmenler Günü’ Mesajı | Urfam Haber | Şanlıurfa'nın Haber Sitesi
SON DAKİKA

Başkan Tüysüz’den ‘Öğretmenler Günü’ Mesajı

Bu haber 24 Kasım 2020 - 16:30 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Av. Ahmet TÜYSÜZ 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebi ile bir mesaj yayımlayarak çok önemli ve anlamlı çağrıda bulundu.
 
Başkan Av. Ahmet TÜYSÜZ; toplumun inşasında tüm meslek gruplarını yetiştiren cefakar ve vefakar öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten dileklerimizle kutlarız. Ancak bu vesileyle şunları da ifade etmek isteriz ki diyerek mesajında şu önemli ifadelere yer verdi:
 
“Öğretmene değer vermenin ona kutlanacak bir gün vermekle, onun sevgisini bir güne hasretmekle, özde değeri esirgeyip şekilselliği atfetmekle ona değer vermiş olamayacağımızı, asıl olması gerekenin maddi manevi ve sosyal açıdan öğretmene hak ettiği değerin verilmesi, belki öğretmen yetiştirme şeklinin sorgulanması, yeniden değerlendirilmesi, eğitim sisteminin yapboz tahtası olmaktan çıkarılarak toplum nezdinde tamamen yitirilmiş olan öğretmenlerin değer ve itibarının yeniden sağlanarak iadei itibar yoluna gitmekle mümkün olabileceğinin bilinmesini isteriz.
 
Her türlü siyasi kavga ve ranttan arındırılmış ve en samimi niyetle çözüm odaklı hazırlanmış tüm veriler değerlendirmeye alınmalıdır. Eğitimin; toplumun temeli, sağlıklı bireyler yetiştirmenin ilk basamağı, siyasi kavgalara alet edilemeyecek kadar da kıymetli olduğunu düşünüyoruz.
 
Basına yansıyan Eğitim İş Sendikasının 5.514 öğretmenle yaptığını belirttiği ‘Öğretmenlerin, Ekonomik, Mesleki ve Sosyal Durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri‘ adlı bir araştırmanın çok acı sonuçlarına kulak verilmesi gerektiğine de dikkat çekmek isteriz.
 
Araştırmaya katılanların yüzde 93’ü “Öğretmenlik saygın bir meslek olma özelliğini kaybetti” görüşünde.
 
Çocuk sahibi öğretmenlerin yüzde 63’ü çocuğunun gıda ihtiyacını karşılayamıyor.
 
*Her 100 öğretmenden 47’si kendi çocuğunun bile eğitim ihtiyacını karşılayamıyor.
 
*Yüzde 73’ü çocuklarına kılık kıyafet alamıyor.
 
*Yüzde 96’sı son bir yılda yaşanan fiyat artışlarının bütçesini çökerttiğini düşünüyor.
 
*Yüzde 44’ü ev kredisi, yüzde 30’u araç kredisi, yüzde 25’i eğitim kredisi ödüyor.
 
*Yüzde 29’u esnafa, yüzde 35’i şahıslara nakit olarak borçlu yaşıyor.
 
*Yüzde 37’si kredi kartlarının sadece asgari ödemesini yapabiliyor.
 
*Yüzde 3’ünün maaşında icra var. Yüzde 8’inin maaşına en az bir kez icra gelmiş.
 
*Yüzde 46’sı anne/baba veya arkadaş yardımı alarak ancak geçinebiliyor.
 
*Yüzde 26’sı ek iş yapıyor.
 
*Yüzde 61’i gelirlerinin yetersizliği nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını belirtmiş,
 
*Yüzde 75’i borçları nedeniyle mesleki verimlerinin düştüğünü söylemiş,
 
*Yüzde 43’ü daha çok para kazanacağı bir iş bulursa mesleği bırakacağını söylemiş,
 
*Yüzde 86’sı kesinlikle çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor.
 
Yine Derin Yoksulluk Ağı ve Açık Alan Derneği ortaklığında hazırlanan bir başka rapora göre ise;
Okullar uzaktan eğitime geçtikten sonra çocukların yüzde 57’si dersleri takip edemediğini belirtiyor.
 
Çocukların yüzde 60’ı için tablet, bilgisayar ya da televizyon olmaması derslere katılımda en büyük engel görünüyor.
 
Yüzde 54’ü için internet bağlantısı olmaması,
 
Yüzde 45’i için takip eden bir yetişkin olmaması,
 
Yüzde 39’u için yeterli bilgiye sahip olmama,
 
Yüzde 18’i için isteksizlik ve yüzde 7’si için çalışmak zorunda olmak ve diğer engeller karşımıza çıkıyor.
 
Çocukların yüzde 59’u bu engellerden en az iki tanesi ile karşı karşıya kalıyor.
 
Bu istatistikte yer alan sayıların salt bir rakamdan ibaret olmadığını her bir rakamın karşılığının bir “insan ve yaşam”a tekabül ettiğine özellikle dikkat çekmek isteriz.
 
24 Kasım Öğretmenler Gününde öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjdenin, araştırmanın en başında belirtildiği üzere yüzde 93’ü “Öğretmenlik saygın bir meslek olma özelliğini kaybetti” görüşünün tersine döndüğü mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşındığı bu kötü tablonun sonlandırılmasıdır.
 
Son olarak özelde Şanlıurfa ve genel olarak ülkemizde eğitim alanındaki bu kırıklarla dolu karnenin sorumlusunun öğretmenler olmadığını “kötü yönetim”in yanında ev ödevini yapmayan toplumun tüm bileşenlerinin payının olduğunu eğitimin her şeyin başı ve aileden başladığını, bir işte başarılı olmanın en önemli ve ilk şartının “o işi sevmek“ olduğunu hatırlatıyor, başta kendimiz olmak üzere herkese ama herkese kendi sorumluluğunu yerine getirme çağrısında bulunmayı vicdani bir sorumluluk olarak gördüğümüzü bu derde de Deva olmak istediğimizi bu vesile ile ifade etmek istiyoruz” dedi